Kemalpaşa Mutlu Son Masaj Esra Hanım

Kemalpaşa Mutlu Son

Kemalpaşa Mutlu Son Hemen peşinden gelen Fuat, kaşlarını kaldırarak, yumuşak ve hafifçe endişeli bir ses tonuyla, “Lütfen kızma bana. Ben böyleyim ve seni çok seviyorum. Yapma, giderken iyi ayrılalım.” Bu sözler Mine’yi bir nebze yumuşatmıştı. “Tamam, canım, ben de çok seviyorum seni.” Boynuna sarıldı, dudaklarına küçük, tatlı bir öpücük kondurdu ve çıktı. Kapıdan çıktıktan sonrasında acaba hakkaten sevgisinden mi yoksa giderken iyi ayrılmak istemesinden ve ertesi gün huzurla çalışabilmek için mi bu sözlerı ettiğini düşündü.

Fuat seviyordu, sevmesine ama giderayak bunu söylemesinde kendini düşünmesinin de etkisi vardı. Ayrıca İskender mesaj atınca kıskançlığı da tutmuştu. Kötü ayrılıp, İskender’in eline koz vermek istemezdi. Bu konunun üzerinde çok düşünmek işine gelmezdi. Tamam, egoist bir adamdı Fuat, ama onu seviyordu gene de. Sokakta bir taksi beklerken, bir dondurma yemenin ne güzel olacağını düşündü.

Kemalpaşa Mutlu Son

Kemalpaşa Mutlu Son Ayakkabıyı alırken Mine’nin aklına ayaklarının gizli saklı kölesi geldi. Bir sürpriz yapmış olup yeni ayakkabıları alacaktı ve ayaklarının fotoğrafını yollayacaktı. 5 Mine’yi getiren taksi kaldırıma yanaştığında, İskender yanında kendinden daha genç ve kızıla çalan sarışınlığıyla hemen öne çıkan sakallı biriyle dondurmacının önünde bekliyordu. Yolda Mine dayanamamış, İskender’i aramıştı. Hemen eve gitmek istemiyordu, şimdi bir dondurma yemek ona çok iyi gelecekti. Hem tek başına da olmak istemiyordu. İnsan nadiren tatlı yiyorsa bunu paylaşmalıydı. Aslına bakarsanız Mine tek başına yemek yemeyi de sevmezdi. Çok zorda kalırsa bir süre daha aç bir halde beklerdi, sonrasında biriyle birlikte yemeğe çıkmayı tercih ederdi. Tek başına bir kafede, restoranda oturan insanoğlu için üzülürdü sebepsizce.

Çok yalnızlar ve kim bilir sıkılıyorlar diye düşünürdü. Oysa Fuat tek başına bir yere gidip yemek yemeyi kendi tercih ederdi ve Mine’nin bunu yapmamasına şaşırırdı. Azca önce sevgilisinin evinden çıkmanın ve sevişmenin pervasızlığıyla taksiden bacaklarını sergileyerek çok cesur bir adım attı. Kapının önünde bekleyen İskender ve yanındaki tanımadığı erkeğin bakışları bir an Mine’nin bacaklarına odaklandı. Aslen bu Mine’nin istediği bir şeydi, hararetli hararetli ne konuşuyorlarsa bölmek istedi bir an kadınca bir içgüdüyle. İskender derhal Mine’yi karşıladı ve tarafındaki sakallı adamı tanıştırdı. “Seni tanıştırayım Mine, bu Metin, kendisi mimardır arada benim eskiden çaldığım radyoda ve bazı iyi mekânlarda DJ’lik yapar.