Kemalpaşa Masaj Salonu

Kemalpaşa Masaj Salonu

Kemalpaşa Masaj Salonu “tartışma Sprague’in özel ofisinde olmuştu fakat Millicent, Kristy ve ben dış ofiste çalıştığımız hâlde bağrışmaları duymuştuk.” “Ne için kavga ediyorlardı?” diye sordu Julius. “Sprague, Los Angeles’da büyük bir seminer sözleşmesi kapmıştı. Larson, o sözleşmenin kendisine ilişik olması gerektiğini düşünüyordu ve Sprague’i onu sabote etmekle suçluyordu. Sprague’in, şahsi bağlantılarını kullanarak adamlara, Rayner Seminerleri’nin mali krizde olduğunu duyurduğundan emindi.”

“konuşmacı getirtmek isteyenlere ne ki bundan?” diye sordu Julius. “Mali problemler motivasyon gurularını daha da motive ediyor olmalı.” Grace ona sert bir bakış attı. “Hiç gülünç değil. Hatırlamış olduğum kadarıyla seminerin konusu, ‘Para yönetimine olumlu-düşünce yaklaşımı’ gibi bir şeydi.” Julius derhal sırıttı. “Tamam, şimdi anlamış oldum vakaı.” “Kimse kendi şirketi batkı etmek üzere olan birini bu şekilde bir mevzuda konuşmacı olarak çağırmaz.” Julius’un yüzü düşünceli bir ifade aldı. “Rayner’ın para Nefes Al problemleri olduğu doğru mu?” “Söylentiler birkaç ay önce dönmeye başladı. Doğru olup olmadığını bilemiyorum.”

Kemalpaşa Masaj Salonu

Kemalpaşa Masaj Salonu “Demek Rayner ve Witherspoon’un bir mazileri varmış.” “Aynen,” dedi Grace. “yine mutfağa yöneldi. “İlk başta ortaklarmış fakat sonrasında kavga edip ayrılmışlar. O günden beri de aralarındaki düşmanlık kişisel gelişim dünyasının dedikodularından biri olmuştur.” Bir an Julius’un dikkati dağıldı. “Kişisel gelişim dünyası diye bir şey mi var?” “Var doğal, minik bir dünya gerçi, en azından Sprague ve Larson’ın bulunmuş olduğu seviyede öyle doğrusu.” “İkisinin neden ayrı düştüklerine dair bir fikrin var mı?”

“Bir kadın işi bozmuş,” dedi Grace. “Sprague’in ikinci karısı, Nyla’nın anası değil. Bu ikinci bayan Witherspoon otuz yaş daha genç ve çok çekici bir tipmiş. Anlaşılan Larson’ın onunla bir ilişkisi olmuş. Duyduğuma nazaran -erkekler için- kavgaya değer iki şey varmış: Para ve kadın.” “O eski sözü ben de duydum,” dedi Julius. “Sen gene de buna çok inanma.” “Öyle mi?” Grace onu dikkatle izliyordu. “neden?” “erkeklerin para ve hanım yüzünden kavga etmediklerini söylemiyorum. Yalnızca, seni istemeyen bir hanım için mücadele etmenin pek anlamı yok diyorum, paraya ulaşınca, bir şekilde kazanılır.